FHKC-FDHKC:
"Bağımsız
Filistin Asıl Hedeftir"
Çev: H. Kumru
|
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi
Küba Temsilcisi İsmail Bassel
ile yapılan görüşme
FRFI: Bağımsız Filistin mücadelenizin
şu an içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
FHKC: Filistin’deki durum şu anda çok kritiktir.
Düşmanımız ABD ile stratejik ittifak içindeki siyonist
devlet, Filistin halkı ile siyonistler arasında çatışmaları
bir iç çatışmaya, Filistinlilerin kendi aralarında bir
çatışmaya sürüklemeyi planlıyor. Bu bizim için oldukça
tehlikelidir. Kesinlikle aşmamamız gereken kırmızı hattır.
FHKC bir yandan Hamas ve İslami Cihad’ı kontrol etmeye
çalışırken diğer yandan Filistin Ulusal Yönetimi’ni
de kontrol etmeye çalışarak en iyi olanı yapıyor. Biz
Filistin Ulusal Yönetimi’nin Oslo ve Madrid anlaşmalarından
beri çok fazla yanlış yaptığını düşünüyoruz. Yaptıklarından
dolayı Hamas’ı kınamıyoruz; çünkü onlar halkımızın bir
parçası. Fakat onlar halkımızın içinde de ölüm ve kan
dökmeye yol açan, kontrol edilemeyen eylemlerin dönemin
tek eylem biçimi olduğunu düşünüyorlar. Biz ise İsrail’e
karşı saldırılarımızı yoğunlaştırmak istiyoruz. Bununla
birlikte Filistin yönetiminin Hamas ve diğer eylemcileri
tutuklamasını kınıyoruz. İntifada’nın durdurulmaması
gerektiğini düşünüyoruz. Bizim için İntifada bayrağımız
ve ordumuzdur. Bu ordunun yer altına itilmesine izin
vermeyeceğiz. Her zaman çok dikkatli olmalıyız. Sadece
yarı-özerklik için değil tam bağımsızlık için sürdürdüğümüz
topraklarımızın kurtuluşu mücadelesinde, topraklarımız
halen İsrail isgali altında olduğu için bu ordu hareket
halinde korunmalı. Ne yarı-özerkliği ne de ABD hegemonyasını
kabul etmeyeceğiz. ABD ile bir görüşme süreci üzerine
anlaşmamız da yok.
İntifada’nın çok önemli olduğunu ve onu çok dikkatli
geliştirmeye gereksinmemiz olduğunu düşünüyoruz. Açıklayalım.
İntifada bizim için ne bugün ne gelecek hafta ne de
gelecek yıl Filistin’in kurtuluşu değildir. O bir birikim
sistemidir. Bu birikim sisteminin zamana ihtiyacı var
fakat tedrici yapılanmaya Filistin yönetiminin ihtiyacı
yok. Filistin yönetimi bir an önce bu sorunu çözmek
istiyor. Bu, sağın taktiğidir. Sağın bir parçası olan
Hamas bazen kadınların, çocukların, sivilerin ölümüyle
sonuçlanan eylemleri de içeren tek bir operasyonla Filistin’i
kurtarmak istiyor. Biz bir savaşta, genel bir savaşta
olduğumuzu biliyoruz ama yine de sivillerin bu biçimde
öldürülmelerini istemiyoruz. İsrail’e karşı, sivilleri
içermeyen sömürgeci üslere, askeri ve paramiliter hedefler
karşı birleşik bir savaş örgütlemek için daha fazla
çaba sarfetmeliyiz. Hamas’ın da bu tarzda düşünmesi
için çaba sarfediyoruz.
FRFI: Herkesin aynı strateji ve taktiklerde
birleşmesi için Filistin Yönetimi ve Hamas’ı nasıl etkilemeyi
düşünüyorsunuz?
FHKC: Henüz herhangi bir pratiğe sahip değiliz,
fakat halkımızın birliğini korumaya çalışıyoruz. Biz
herkesin taktiksel bir barış programında anlaşmasını
istiyoruz. Bu, asgari programdır, azami değil. Tüm faktörleri
analiz etmek gerekmektedir, hemen şu anda görünenleri
değil. Sanıyorum Hamas neden sivil hedeflere karşı olduğumuzu
anlayacak ve bizimle hemfikir olacak.
FRFI: Demokratik Cephe’den bir yoldaşla
konuşuyordum ve bana sizinle orta vadede Batı yakası
ve Gazze’de bir Filistin devleti kurulması noktasında
hem fikir olduklarını söyledi. Bu doğru mu?
FHKC: Evet, bu asgari program üzerine konuştuklarımızla
ilgili bir şeydir. Bu iki parçanın tamamının kurtarılması
için mücadele ediyoruz. Madrid ve Oslo anlaşmaları artık
geri kalmış bir adımdır ve bu plana ilişkin artık konuşmak
da istemiyoruz.
FRFI: Filistin mücadelesinde İngiliz
emperyalizminin ve İngiliz İşçi Partisi hükümetinin
şu andaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
FHKC: Halkımız ABD her ne yaparsa İngiltere’nin
onu destekleyeceğini düşünüyor. İngiltere’nin resmi
politikası daima İsrail’in eylemlerini haklı çıkarmaya
yöneliktir.
Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi’nin
Küba temsilcisi ile yapılan görüşme
FRFI: Bağımsız Filistin Devleti mücadelesinde
şu andaki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
FDHKC: İsrail ABD tarafından destekleniyor. Onlar
bizi terörist olmakla suçluyorlar fakat gerçek terörist
Filistin halkına karşı suç işleyen İsrail’dir. ABD Ariel
Sharon’un Filistin halkına karşı saldırılarına açık
destek verdi. İlk saldıran Filistin halkı değildi. Israil’e
saldırmadık ve işgale karşı silahlı mücadele bayrağını
dalgalandırmakta da haklıyız. Bildiğiniz gibi İsrail
bağımsızlık hakkımızı tanımıyor. Fakat biz çatışmasız
ve sorunsuz olarak iki ayrı devlette barış içinde yaşayabileceğimizi
her zaman umut ettik. İntifada’nın, başlangıcından beri,
yani bir yıldan beri İsrail Filistin halkını sürekli
öldürme, işgal altındaki bölgedeki ekonomiyi yıkıma
uğratma, bütün okulları kapatma, sağlık merkezleri ve
hastahanelerin tümüne saldırma çabası içindedir. Onlar
geçiş noktalarını kapatarak Filistin halkını abluka
altına almaya, Filistin’deki tüm şehirler ve bölgeleri
birbirinden ayırarak izole etmeye çalışmaktadır. Oslo
anlaşmasını tanımıyoruz, Filistin yönetiminin İsrail’e
karşı mücadele eden Filistinli eylemcileri tutuklamasını
onaylamıyoruz. İsrail’le mücadelede herhangi bir nedene
sahip olan tüm Filistinlileri hesaba katmak zorundayız.
Mücadele biçimleri örgütlenmeye bağlıdır. Bizim örgütümüz
İsrail askerlerine ve sömürgecilere karşı savaşmaktadır.
Hamas, İsrail’le savaşta kendi tarzına sahiptir. Ben
Hamas’ı eleştirmiyorum; çünkü Hamas İsrail’in pek çok
saldırısından acı çekiyor ve onlar bu saldırılara cevap
verme hakkına sahipler.
FRFI: El Fetih liderliğiyle FKÖ’nun
diğer bileşenleri -örneğin FDHKC ve FHKC- arasındaki
ilişkiler nasıldır?
FDHKC: El Fetih’le iyi bir ilişkimiz var. İsrail’e
karşı mücadeleyi birlikte sürdürüyoruz. Biz Arafat’ın
pozisyonunu onaylamıyoruz. Bizimle birlikte çalıştığı
için El Fetih buna dahil değil.
FRFI: İntifada’nın meşru bir parçası
olarak Hamas’ı tanıdığınızı söylediniz. Arafat’ın Hamas
ve diğer eylemcileri tutuklama faaliyetleri sürerse,
bu tutuklamaların El Fetih’in liderliği ile tabandaki
askerler arasında bir bölünmeye yol açacağını düşünüyor
musunuz?
FDHKC: Hamas üyesi Filistinli eylemcilerin tutuklanmasını
onaylamıyoruz. Bu iyi değil. Arafat bir kaç kez de FDHKC
üyelerini tutukladı. Daha dün -ropörtajın yapıldığı
günden bir önceki günü söylüyor- Hamas’tan, İslami Cihat’tan
ve diğer örgütlerden bir grup insan tutuklandı. FDHKC
ve FHKC bu tutuklamalara karşı olduklarına dair bir
deklarasyonu hemen yayınladılar. Arafat’ın bu politikalarını
kabul etmeyeceklerini ilan ettiler. Arafat’a İsrail’in
poltikalarına karşı dikkatli olması gerektiğini söylüyoruz.
Çünkü İsrail ve ABD Filistin halkını bölmek istiyor.
Hamas ve İslami Cihat’ın kendi üyelerinin tutuklanmalarına
izin vermeyeceklerinin haberini aldım. Bu, üyelerini
ve etkin oldukları bölgeleri savunacakları anlamına
gelmektedir. Bu, İsrail’in yapmak istediği Filistinlileri
tehlikeli bir durumun içine sokmak anlamına gelmektedir.
Hamas’ın İntifada ile çalıştığını dikkate almalıyız.
İntifadaya El Fetih, FDHKC ve FHKC olarak biz başladık.
Hamas başlangıcında katılamadı ama sonra İntifada ile
birleşti. Hamasın İntifada içinde İsrail ile mücadele
konusunda ve örgütlenmelerimizdeki tüm içsel sorunların
çözümünde bizimle çalışmaya devam edeceğini umut ediyoruz.
Hamas’ın bazı üyelerinin tutuklanmasının Filistin halkı
içinde içsel sorunlar yaratacağından korkuyoruz. Arafat’ın
ne istediğini öğrenen El Fetih’teki bazı insanlar silahlarını
Hamas’a karşı kullanmayacaklar. Düşmanımız her şeyin
merkezindedir. FDHKC ve FHKC Arafat’ın yaptıklarını
reddederek tüm sorunları çözmeye çalışıyorlar. Filistin
yönetimi ile bir cepheleşmeden sakınmak istediğimizi
Hamas’a anlatmaya çalışıyoruz. Arafat tutuklamalar için
El Fetih’i kullanmak istiyor fakat El Fetih uzun zamandan
beri Arafat’ın tutumuna ve iç kutuplaşmalara karşı olduğunu
ilan etmişti zaten. Eğer umutlarımızı ve bağımsızlığımızı
gerçekleştirecek bir programa, tüm Filistin halkının
bir programına sahip olursak, ayrımcılık yapmadan, tutuklama
ve gözaltı olmadan, İsrail’le mücadelede anlaşarak bir
anlaşmaya ulaşabilir ve tüm bu sorunlardan kaçınabiliriz.
Gücümüz İntifada’dır, görüşmeler değil. Arafat ilk İntifada’yı
durdurdu ve daha sonra onlar bizi aldattılar. Onlar
Filistin halkını aldattılar, görüşmelerde Arafat’ı aldattılar.
Sonuç olarak İsrail’le savaşı İntifa’da ile sürdürüyoruz..
Biz İntifada’sız bir hiçiz.
|