“Tarihsel olarak belirlenmiş bir üretim sistemi
içindeki yerlerine ve üretim araçları ile olan
ilişkilerine, toplum içindeki iş örgütlenmesinde
oynadıkları rollere ve dolayısıyla toplumsal zenginlikten
paylarını almakta başvurdukları yollara ve elde
ettileri payın büyüklüğüne göre, birbirinden ayrılan
geniş insan gruplarına sınıf denir. Sınıflar,
öyle insan gruplarıdır ki, bir grup, belirli bir
sosyal ekonomi düzeni içinde aldığı farklı yer
sebebiyle, diğer grubun emeğine sahip çıkabilir.”
(Lenin)
Sınıflar sosyal üretiminin belirli bir aşamasında
var olmuşlardır (üretimin ve tüketimin ortak yapıldığı,
özel mülkiyetin dolaysıyla sömürünün olmadığı
ilkel toplumlarda sınıflar yoktur). Sınıfların
doğuşunu belirleyen, sosyal iş bölümünün gelişmesi
ve özel mülkiyetin ortaya çıkmasıdır. Artık-değerin
ve bununla bağlantılı olarak özel mülkiyetin ortaya
çıkması, beraberinde sınıfların ortaya çıkması
için gerekli olan zemini de hazırlamıştır.
Temel üretim aracı olan toprak üzerinden toplumsal
olarak gerekli olandan daha fazla ürünün alınabilmesiyle
topluluğun ortak mülkü olan toprak, bölünmüş,
özel mülkiyetin konusu olmuştur. Daha fazla toprağa
sahip çıkan, daha fazla emek-gücünü bu toprakta
çalıştırabilen, daha fazla artık-ürüne de sahip
olmuştur. Toprak sahibi olamayan veya elindekini
bir şekilde yitirenler açısından bir toprak sahibinin
kölesi olmaktan başka seçenek kalmamıştır ve artık
savaşlar sonucunda elde edilen tutsaklar öldürülmeyip,
çalıştırılıp artık-değer üretebildikleri için
bu tutsakların da köleleştirilmesiyle sınıflı
toplumlar da ortaya çıkmıştır. Bu temel üzerinde
toprak ve köle mülkiyetini düzenleyen hukuksal/devletsel
yapılar; kısacası bir bütün olarak sömürü sistemi
de şekillenmiştir.
Sınıflı her toplumda, o sınıflı toplum biçimine
karakterini veren çelişmenin tarafları olan temel
sınıfların (köleci toplumda köleler ve köle sahipleri,
feodalizmde toprak köleleri ve feodaller, burjuva
toplumda kapitalistler ve proleterler) yanı sıra
temel olmayan ara-sınıflar da vardır. Bu sonuncular
ya eski üretim tarzının kalıntılarıdır (örneğin
gelişmiş burjuva toplumda köylüler) ya da yeni
üretim tarzını yaratacak olan unsurlardır. (Örneğin,
feodal toplumun bağrından çıkmış olan burjuvazi)
Kapitalist toplumda küçük ve orta burjuvazi, feodal
toplumda nüve olarak bulunan burjuvazi ve proletarya,
köleci toplumda köle kullanmayan özgür insan hep
bu tali-ara sınıflara örnektir.
Bürokrasi sosyal üretimde bağımsız durumda bulunmadığı
için, hiç bir zaman kendi başına bir sınıf olamamıştır
ve olamaz. Sosyal bir zümre olarak bürokrasi,
bağımsız bir politika izleyemez. Bürokrasinin
faaliyetini belirleyen şey, hizmetinde bulunduğu
sınıfın çıkarlarıdır.
Köleci toplumla başlayarak, bütün toplumların
tarihi, sınıf mücadelesinin tarihidir. (menfaatleri
uzlaşmaz çelişik olan sınıflar arasındaki mücadele=sınıf
mücadelesi; örnek, köleler ile köle sahipleri,
derebeyi ile serf, burjuvazi proletarya arasındaki
mücadele...) Marksizm-Leninizm, antogonist (çelişkinin
çatışmaya dönüşmesi) sınıflara bölünmüş toplumlarda
gelişmenin itici gücü olarak sınıf mücadelesinin
bilimsel bir açıklamasını vermiş, burjuva toplumda
sınıf mücadelesinin amacının bütün sınıfları ortadan
kaldırarak, sınıfsız toplumu yaratmak olan proleter
diktatörlüğüne yol açtığını göstermiştir.
Proletaryanın sınıf mücadelesinin başlıca biçimleri
Politik, ekonomik-demokratik ve ideolojiktir.
Burjuva toplumda sosyalist devrime ve proletarya
diktatörlüğüne yol açan politik mücadelenin biçimleri
ise politik mücadelenin görevlerine/stratejisine/taktiğine
bağlıdır. Kapitalizmin emperyalist aşamasında
proletaryanın sınıf mücadelesi tekellerin egemenliğine
karşı yürütülür. Kapitalist emperyalist tekellere
karşı mücadelede devrimden yararı olan bütün ara
sınıf ve tabakalar proletaryanın çevresinde biraraya
gelir. Yeni ileriyi temsil eden proletaryanın
baskın çıkmasıyla burjuvazi ortadan kaldırılır.
Proletarya iktidarının kurulması ile birlikte
sınıf mücadeleside yeni bir hal allır. Burjuvazinin
yok olmasıyla, proletarya kavramı da ortadan kalkacaktır.
Çünkü proletarya kavramı ancak karşıtıyla, burjuvazi
kavramıyla birlikte bir anlam kazanır ve var olur.
|