Bundan
10 yıl önce yitirdik Sabri Hoca'yı...
Büyük hızla ilerleyen korkunç bir akciğer kanseri,
daha ne olduğunu anlamaya fırsat olmadan alıp
götürdü aramızdan onu.
Sabri Dura... Sağlam duruş... Parti duruşu...
Hep öyle, devrimci sosyalist hareketin bir insanı
olarak, bu ağır sorumluluğu iç dünyasının derinliklerinde
hissederek yaşadı.
1980 öncesinde Zonguldak yöresinde devrimci
sosyalist partinin çalışmalarından aktif olarak
yer aldı. Bu çalışmalarından ötürü tutuklanarak
cezaevine konuldu. Uzun süre kaldığı Metris
ve Gölcük cezaevlerinde onurlu, iyimser ve hep
devrimci bir tutumu korudu.
Bütün tutsakların saygı duyduğu, sevdiği bir
"ağabey" olarak yaşadı. Cezaevi yaşantısı
boyunca devrimci sosyalist hareketin onurunu
ve prestijini hiç yere düşürmedi.
Sonra yine gördük onu... Işık saçan, iyimser
gözleriyle, dergi bürosunda ve başka yerlerde.
Hep aynı inançla hep aynı umutla yaşarken...
Sonra, henüz çok gençken geldi hastalık. Uzun
süre anlaşılamayan bir tümör büyüdü ve artık
teşhis konulduğunda çok geçti. Aslında süre
olarak çok kısa sayılabilecek olduğu halde hepimize
yıllarmış gibi gelen hastane günleri... Başucunda
yoldaşlarıyla birlikte, günler ve geceler. Gitgide
eriyen gövdesine rağmen her zaman ışıltılı gözleriyle
hâlâ umut varmış izlenimi veren o müthiş inadı.
Doktorları şaşırtan yaşama azmi. Özellikle yoldaşları
yanına geldiğinde mutlaka doğrulup bir şeyler
söyleme çabasını göstermesi, görmek istediği
insanları görmeden dünyadan çekip gitmeme ısrarı...
Sonunda, her şey bittiğinde, gücü tükendiğinde,
bilimin de yapabileceği bir şey kalmamıştı.
Ailesi ve yoldaşlarının kollarında hastaneden
çıkarılan cenazesi, Zonguldak'ın Filyos ilçesinde,
kendisine yakışır bir törenle toprağa verildi
ve Tamer'lerden Nurettin'lerden akıp gelen şehitler
kervanında yerini aldı.
Ondan geriye kalan ise hiç aklımızdan çıkmayan
o sıcak gülüşü oldu. Asla dejenere olmayan,
her zaman partiye bağlı, devrime saygılı olan
kararlı bir insanın duruşu kaldı geriye. Karanlık
zamanlarda beklemeden gelip yoldaşlarını bulan,
elinden geleni yapan, elinden gelmeyen için
esip savurmayan alçakgönüllü tavrı...
Bugün hâlâ Türkiye devrimci hareketinin ihtiyaç
duyduğu, sessiz ama kararlı insan duruşu...
İşte buydu Sabri Hoca'nın özeti.
Özlüyoruz onu... On yıl sonra, hasretimiz dinmiyor...