1957
yılında Adana/Kadirli’ye bağlı Akdam köyünde
doğdu. Tarımla uğraşan orta düzeyde geliri olan
bir ailenin çocuğu olarak, ilkokulu köyde, orta
ve lise öğrenimini Kadirli’de bitirdi.
Lise yıllarında ‘71 silahlı mücadelenin etkisi
altında devrimci düşüncelerle tanıştı. Bu dönemde
düzeni eleştiren bir konumdaydı. Daha sonra
Diyarbakır Eğitim Enstitüsü’nde okurken, devrimci
mücadele ile bağlarını güçlendirdi. Örgütlü
bir P-C savaşçısı olarak, bu süreçte yer aldı.
Bu dönemde P-C’nin Kızıldere’de askeri yenilgiye
uğraması sonucu P-C güçleri dağınıktır ve merkezileşmemiştir.
Dev-Genç-DY ve Acil gruplarına karşı, PC’nin
ideolojik-politik düzeyde savunucusu olan ve
hiçbir dönemde tek başına “P-C biziz” iddiasına
sahip olmayan bağımsız bir grup içinde yer aldı.
P-C savunucusu olan bu grup, her zaman gerçek
P-C’lilerin mücadele içinde bir araya gelebileceklerini
savunmakta, buna inanmakta ve bunun gereğini
yapmaktaydı.
Oligarşinin kolluk kuvvetlerinin cezalandırıldığı
bir devrimci eylemden sonra tamamen illegaliteye
çekilmek zorunda kalan Bedir Ali, bu dönemden
sonra tohumları atılan ve filizlenen Çukurova’daki
devrimci hareket içinde görev aldı. Devrimci
hareketin Çukurova’da gelişmesinde aktif rol
oynayan Bedir Ali, devrimin, sosyalizmin tüm
sorunlarına karşı duyarlı, her göreve büyük
bir sorumlulukla sahip çıkan bir yoldaş oldu.
O, 1978 Temmuzunda Nurettin Gürateş yoldaşın
kanı ile örülen devrimci sosyalist harekete
katılım sürecinden sonra harekette artık parti
üyesi konumunda yer almaya başladı.
Bedir Ali yoldaş, mütevaziliği, disiplini ve
halk adamı olma özelliklerini kişiliğinde cisimleştirmiştir.
Bir halk savaşçısı olan Bedir Ali, politik-askeri
nitelikleri yaşamında ve mücadelesinde somutlamıştır.
Devrimci sosyalist hareketin örgütlediği birçok
politik-askeri eylemde rol aldığı gibi, aynı
başarıyı kitle çalışmasında da göstermiştir.
1977’lerde tohumları atılan Çukurova’daki mücadelenin
ilk kadrolarındandır ve özellikle Karşıyaka’daki
emekçilerin örgütlenmesinde birinci derecede
sorumluluk üstlenmiştir.
Yaşamı ve mücadelesi düşman güçlere karşı şekillenen
Bedir Ali yoldaş, devrim ve sosyalizm kavgasına
büyük zarar veren bir sol içi çatışmada şehit
düştü. Düşmandan korumak istediği bir üsteki
eşyaları boşaltırken, durdurularak silahsız
olduğu halde kurşunlandı.
Kentleri, semtleri “sahiplenme” mantığı, sonuçta
Türkiye Devrimi’nin çok önemli bir değerini
böyle hoyratça aramızdan koparıp aldı.
Bugün Bedir Ali, bir devrim ve sosyalizm savaşçısı
olarak yürüyen devrimci hareketimizin içinde
yaşıyor. Onu öldürenlerin ise bundan ne kazandığı
hâlâ kocaman bir soru işaretidir... Ve kuşkusuz
yaşanan her gün bu sorunun karşılığını vermektedir.
Bedir Ali yoldaş kavgamızda yaşıyor ve savaşıyor...