Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

Çeviren: Temel DEMİRER-Sibel ÖZBUDUN

İkili iktidar Bolivya’ya çok hızlı geldi; beklenildiği üzere, koka üreticilerinin, yaylalarda yaşayan Aymara köylülerinin ve Quechua dilini konuşan köylülerin Evo Morales, Felipe Quispe ve Halkın Genelkurmay Eşbaşkanları’nın idaresi altında eşgüdümlü ayaklanması biçiminde değil. Aksine, La Paz ve uydu kenti El Alto’nun lise öğrencileri ile işçi sınıfının, 1952 Ulusal Devrimi’nden bu yana gerçekleşen en büyük kent ayaklanmasıyla da kendiliğinden gerçekleşti.
12 Şubat Çarşamba günü, akşam üzeri, Ayacucho lisesinden öğrenciler Plaza de Murillo’daki Başkanlık Sarayı’na taşlarla saldırdılar; Askerî Polis’in Polis Özel Grubu üyelerine ateş açıp bir kaçını öldürmesinin ardından, yığınlar, belli başlı neoliberal siyasî partilerin (MNR, MIR, ADN) merkezlerini, özel bir televizyon istasyonunu, Başkan Yardımcısı’nın bürosunu, Çalışma Bakanlığı’nı ve birinci Sánchez de Lozada yönetimi döneminde (1993-97) kurulan Sürdürülebilir Kalkınma Bakanlığı’nı ateşe verdiler. Süpermarketleri, ATM’leri, Merkez Bankası’nı yağmaladılar, Bolivya eşrafının sık sık uğradığı bir kafeyi tahrip ettiler ve MIR liderinin oğlunu taşıyan bir otomobili yaktılar. El Alto’da, göstericiler sular idaresini, elektrik şirketini, Banco Sol’u, gümrük binasını ve belediye başkanının bürosunu yağmaladı ve 13 Şubat sabahı, Coca Cola ve Pepsi şişeleme fabrikalarını ele geçirdi.
Sallantıdaki ikinci Sánchez de Lozada yönetimi, bir kez daha şiddete başvurdu; ancak seçimlerde Evo Morales ve MAS’ı destekleyen La Paz ve El Alto’nun proleter bölgelerinde henüz denetimi sağlayabilmiş değil. Bu bölgelerin sakinleri, yağmacılığa karşı elleri sopalı mahalle gözetim grupları oluşturup, orduyu uzak tutmak için ana ve belli başlı yan yollarda barikatlar kurdu.
1952 Devrimi’nde olduğu gibi, polis de halk ayaklanmasına katıldı -kuşkusuz bu birliğin ne kadar süreceğini kestirmek mümkün değil.- Şimdiden Cochabamba ve Santa Cruz’a sıçrayan ve yakında Sucre’ye de ulaşması beklenen- ayaklanmayı tetikleyen olay, Askerî Polis’in, ayda 105 dolarlık mütevazı ücretlerini daha da düşürecek olan vergi önlemleri önerisini protesto etmek için Başkanlık Sarayı’na barışçıl bir yürüyüş düzenleyen Polis Özel Grubu’na yönelik şiddeti oldu. 12 Şubat Çarşamba gününün sonuna doğru, yaralı sayısı 100’ü aşmış, ölü sayısı ise, La Paz’da 13, El Alto’da 5 olmak üzere 18’i bulmuştu. Ölülerden biri, genç bir kızdı. Bölgesel bir perspektif içine yerleştirecek olursak, Bolivya’nın nüfusu kabaca 8 milyon dolaylarında olduğuna göre, bu rakam Kolombiya’da kabaca 95, Venezuela’da ise 60 ölüye denk düşecektir. Ulusal tarihsel bağlama yerleştirilecek olursa, en şiddetli çağdaş yönetim, bir yıldan kısa bir süre içinde kabaca kırk kişiyi katleden eski IBM müdürü Jorge Quiroga’nınkiydi (2000-2001). Şimdiki Sánchez de Lozada yönetimi, altı ay içinde 44 sivilin ölümünden sorumludur.
Başlıca TV istasyonları akşam saat 7.00’den itibaren yayınlarını durdurduğundan, ayaklanmanın ilk gecesi, görüntülenemedi. Ama görkemliydi: Gece yarısına doğru, kalın bir sis perdesine bürünmüş El Alto’da (La Paz’ın üzerinde, 500 000 nüfuslu Aymara kenti), darbe söylentileri ortalıkta dolaşırken insanlar yüzlerce kişilik gruplar halinde toplanıp strateji tartışıyor, uygun taktikleri belirliyor, görev dağılımı yapıyorlardı. En yoğun gruplar La Ceja’daki köprüler ve El Alto’yu La Paz’a bağlayan paralı yol üzerinde görülmekteydi. Yaşlı kadınlar, 12 yaşın üzerindeki çocuklar, genç çiftler - hemen herkes bu toplantılara katılıyordu. Trafiği durmuş, asilerin yaktığı ateşlerin dumanlarının tüttüğü sokaklar, cam kırıkları, masa, yol inşaat tabelaları ve demir çubuklar gibi iri madenî nesnelerle kaplıydı. El Alto’nun aşağısındaki La Paz’ın kuzey batısındaki yamaç mahallelerinde, çok benzer sahneler yaşanmaktaydı; ancak burada bazı talî yollar trafiğe açık tutuluyor, büyük gruplar, hemen aşağıdaki kent merkezinde barikatlar ardındaki askerlerle çatışıyordu. El Alto’da olduğu gibi La Paz’da da ordu, kalabalığa karşı gün ve gece boyunca gerçek mermi ve göz yaşartıcı bomba kullandı.
13 Şubat Perşembe günü Plaza San Francisco’da, ordunun tankları, mermileri ve göz yaşartıcı bombalarıyla karşılaşan 10 000 kişiyi aşkın yürüyüşçü kitlesi, birkaç saat içinde dağılmıştı. Akşam üzeri, Başkanlık Sarayı çevresindeki binaların çatılarına ve sokaklara yerleştirilmiş ordu mensubu keskin nişancıların açtıkları ateş sonucu sekiz kişi yaşamını yitirmiş, ondan fazla kişi ise yaralanmıştı. Ölenlerden biri, bir yaralıya yardım etmek üzere bir binaya giren Kızılhaç’a bağlı bir hemşireydi.
Polisin, dünkü ayaklanmaya önayak olan alt ve orta kademeleri, 13 Şubat sabahı erken saatlerde hükümetle polis şefleri arasında imzalanan anlaşmayı tanımıyor ve Sánchez de Lozada’nın istifasını talep ediyorlar; bu talep ilk kez Ocak ayında Evo Morales tarafından dile getirilmişti. Yürüyüşün bastırılmasına ya da El Alto barikatları üzerine düzenlenen saldırıya (adlî polisin yağmacıları kuşatmasına karşın) katılmadılar.
Kendisinin ve MAS’ın çağrısını yaptığı yürüyüşe katılmayan Morales, Halkın Genelkurmay Eş Başkanlığı’ndaki kuvvetlerini yönetmeyi planlıyor; Felipe Quispe Meksika’da olmasına karşın, 14 Şubat Cuma günü dönüyor. Morales’le, Aymara Yaylaları’nın bir ablukaya karşı dayanışmada koka üreticileriyle birleşmesi konusunda anlaştılar. Geniş bir olasılıklar erimi dışında daha özgül bir şey öngörmek şimdilik mümkün gözükmese de, hükümet kısa sürede polisin alt kademelerini hizaya sokmayı başaramazsa, ikili iktidarın zamana ve mekana yayılması, olasılıklardan birisidir.
Hükümeti devirmek için gerekli bölgesel, etnik ve sınıf-aşırı eşgüdüm, büyük olasılıkla zamanında gerçekleşemeyecektir. Ne ki, kısa dönemli sonuçları ne olursa olsun, Bolivya’da ikili iktidar olgusu bir kez daha gündeme gelmiştir; üstelik bu kez, kırsal alanla da sınırlı değildir. Ve kısa bir sürede sona ermesi beklenmemelidir.

 
 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul