|
|
|
|
Ortadoğu’daki
emperyalist işgale,
katliamlara, yoksulluğa işsizliğe ve zulme karşı
1 Mayıs'a
|
2003 yılının 1 Mayıs’ı Ortadoğu
coğrafyasının en acılı günlerinde geliyor. Aylardır
bütün dünyada ABD emperyalizminin katliamlarını
önlemek için sokakları dolduran milyonlarca emekçi,
şimdi bütün güçleriyle 1 Mayıs’a hazırlanıyorlar.
1 Mayıs gösterilerinin her yıl o konjonktürdeki
yakıcı sorunları gündemine alarak bayraklaştırdığı
bilinir. Bu yıl da işçi sınıfının ve dünya halklarının
gündeminde emperyalist saldırganlığa karşı mücadele
ve enternasyonal devrimci dayanışmanın yükseltilmesi
vardır.
1990’lar sonrasında bütün dünyayı küresel bir hegemonya
yoluyla tahakkümü altına almak isteyen ABD emperyalizmi,
yıllarca süren ambargo, tehdit ve hazırlıklar döneminden
sonra geçtiğimiz ay bütün gücüyle Irak halkının
üzerine yüklenmiş ve haftalarca süren aralıksız
bombardımanların ardından arkasında kanlı bir iz
bırakarak Bağdat’a girmiştir.
Bu büyük katliam sırasında kaç kişinin katledildiği
bugün hâlâ tam olarak bilinmiyor. Şu anda, bizler
1 Mayıs gösterilerine hazırlanırken bile kaç çocuğun
emperyalist haydutlar tarafından öldürüldüğünü bilmiyoruz.
Ortadoğu kültürünün en önemli merkezlerinden biri
olan Bağdat, günlerdir şımarık ABD askerlerinin
postallarıyla kirleniyor, insanlık kültürünün en
eski anıları işgalcilerin kışkırttığı çapulcular
tarafından yağmalanıyor, yıllardır açlığa mahkum
edilmiş olan Irak halkı diz çöktürülerek bir dilim
ekmek uğruna onursuzlaşmaya zorlanıyor. İşgalin
devam edeceği ve emperyalistlerin kukla bir hükümet
aracılığıyla bölgeye yerleşeceği şimdiden bellidir.
Üstelik daha sonra sıranın Kore Demokratik Halk
Cumhuriyeti, İran ve Suriye gibi başka “aykırı”
örneklere geleceğini gizlemiyorlar.
Bu parsa toplama işinde yeterince etkin olamadıkları
için üzülen Türkiye’nin akbabaları ise binbir türlü
yol deneyerek katliamcıların sunacağı artıkları
toplamaya hevesleniyorlar. Aylardır emperyalist
savaşa karşı çıkan emekçileri, gençleri, devrimcileri
karalamak için ellerindeki bütün araçları kullanan
bu ölüm tacirleri, şimdi de Kürtlere yönelik yeni
bir kıyımın hayallerini kuruyorlar. Zaten ta geçen
yüzyılın başından beri Mezopotamya’nın ellerinde
kalan parçasıyla yetinmek istemeyen işgal meraklıları,
bölgenin şimdiki işgalci gücü olan ABD ile pazarlıklar
yapıyorlar, bütün aşağılamalara katlanarak küçük
parçalar uğruna taklalar atıyorlar.
Üstelik bu arada, onca karışıklığın ortasında, işçi
sınıfının haklarına yönelik en büyük saldırı olan
“iş yasası”nı kotarmaya çalışıyorlar. Kapitalist
iş örgütlenmesinin yeni ve en vahşi biçimi olan
“esnek üretim”i böylece yasallaştırarak işçi sınıfını
alınıp satılan köle düzeyine düşürerek 19. yüzyılın
bile gerisine götürüyorlar. Yoksulların oylarını
alarak iktidar koltuğuna oturanlar, gelen her IMF
heyetinin bir dediğini iki etmeden halkın yoksullaşmasına
yol açan bütün kararların altına imza atıyorlar.
2003’ün 1 Mayıs’ı işte böyle günlerde geliyor...
Ve böyle günlerde işçi sınıfıyla bütün emekçiler
alanları doldurmaya hazırlanıyorlar.
Onurlu bir yaşam için, özgür bir Ortadoğu ve yeni,
yepyeni bir dünya için devrimci sosyalistler 1 Mayıs’ta
alanlarda olacaktır.
1 Mayıs, yeni bir başlangıç, devrimci atılımın güçlü
bir adımıdır.
1 Mayıs’ta Alanlara!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
Yaşasın Devrim ve Sosyalizm! |
|
|
|
|
|
|
|