Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

Çev: M. LATİF

Hernando Calvo Ospina: Senyor Ramiro Vargas, Başkan Uribe Vélez, sizin Havana’da başlayan görüşmelerden FARC’ın baskısıyla çekildiğinizi söyledi. Bunda doğruluk payı var mı?
Ramiro Vargas: Bu büyük bir yalandır. Kamuoyunun zihnini bulandırmak ve gerçeği gizlemek için başvurulmuş bir yöntemdir.
Ulusal Kurtuluş Ordusu -ELN- ve Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri -FARC- ortak öğelere sahip iki tarihsel örgüttür. Ülkenin önemli sorunlarını görme ve hissetme biçimleri onları birbirine yakınlaştırmaktadır, birçok durumun analizinde ve buldukları çözümlerde benzeşmektedirler. Birbirimizden uzak olduğumuz konular da elbette vardır. İki örgütün de her momente ve duruma dair kendi strateji ve taktikleri vardır. Diğer yandan ise aynı topraklar üzerinde ve aynı düşmanın saldırganlığı karşısında, paylaşılmış alanlarda birbiriyle eşgüdümlü amaçlar gütmekteyiz.
Ama yalnızca FARC’la denk düşüyor değiliz. Biz başka politik ve toplumsal örgütlerle de birçok açıdan örtüşmekteyiz. Ülke çapında karar alma gerektiren momentlerde onların nasıl düşündüklerini her zaman dikkate alırız ki ortak noktalar azalmasın, artsın ve güçlensin... Dolayısıyla, ELN’nin başka bir örgütten emir aldığını ileri sürmek bir alçaklıktır. ELN kimseden emir almaz; kendi tavrına uygun, ülke çoğunluğunun iyiliği ve en genel çıkarlarını sağlama yönünde adım atacak şekilde davranır.
Uribe’nin söylediği şey, “hazırlık görüşmeleri”nin başarısızlığını ve bu başarısızlığa yol açan nedenler hakkındaki gerçeği gizlemeye yönelik bir provokasyondur. Biz bu hükümet ile görüşmeleri askıya alma kararlılığını gösterince o da karşılık olarak bunu ortaya sürdü.

HCO: Bu durumda, görüşmelerin kesilmesi ya da hükümetle “yakınlaşma” çağrısı üzerine yorumunuz nedir?
RV: Barış ve uzlaşmaya uygun koşullar yaratmak yerine, kurulu düzenin hızla güçlendirilmeye başladığını ve ülke için zararlı antidemokratik, neoliberal ve polisiye nitelikte aşırı-sağcı bir projenin geliştirildiğini gördüğümüzde; oyunun kurallarının değiştirildiğini ve canilerle, paralı asker paramiliterlerle isyancı güçleri eşitlemeyi amaçlayarak politik statülerin ortadan kaldırıldığını gördüğümüzde geri çekildik.
Onların savaşı hazırlamaya ve finanse etmeye çabaladığını; ülkenin normalleşmesi ve adalet koşulları yerine öngördükleri otoriter rejimi geçirmeye çalıştıklarını; az sayıdaki yurttaşlık haklarını da iyice kırpmaya yöneldiklerini; yürürlükteki kirli savaş yapısını güçlendirmeye çalıştıklarını; emekçi haklarını törpülemek, sosyal hakları ortadan kaldırmak ve artan vergileri düşük gelirlilere yüklemek çabası içinde olduklarını gördüğümüzde geri çekildik. Uribe’nin barış söyleminin bir yem olduğunu ve savaşı haklı çıkarmak için bir bahane olduğunu gördüğümüzde ve bu söylemi de ülkenin savaş yanlısı kesimlerinin ve kurumlarının yaslandığı aşırı-sağcı projenin yerleşmesinin temellerini atmak için ortaya attığını gördüğümüzde geri çekildik.
Bu koşullarda, bunca zararlı yaklaşımın ardından barış artık bir araç haline getirildi, ideallerin doğallığı bozuldu ve ümitler söndü. Bu koşullarda, Kolombiyalıların düşü olan toplumsal adalet ve gerçek barış için akla yatkın çözümler ummak ve hayal etmek aşırı saflık olur.

HCO: Başkan Uribe Vélez sizin görüşmeleri başlatma önerinizin fazlasıyla “ideolojik” olduğunu ve hükümetin somut önerilere ihtiyaç duyduğunu söyledi. Gerçekten, sizin görüşmeleri başlatmak için hükümete getirdiğiniz önerileriniz nelerdir?
RV: ELN’nin politikası açık seçik ve şeffaftır. ELN, barış görüşmelerine hazırlanırken ve politik bir çıkış düşünürken, iç çatışmayı önleyecek bir kavrayış ve çıkış önerilerini ileri sürdü. Bu önerilerimizi sürdürüyoruz.
ELN’nin duruşunu “ideolojik” olarak nitelemek sahte bir tavırdır. Çatışmaya dair ELN’nin bakış açısı, politik, ekonomik ve toplumsal düzeyde barışın gerektirdiği dönüşümler için yaptığı öneriler, “ideolojik” olarak damgalanamaz. Bu öneriler, her zaman toplumu barış sürecine bağlayacak en önemli talepleri içermiştir, böylelikle toplumun bu süreçte başrol oynayabilmesi ve barışın ulusal bir hedefe dönüşebilmesi amaçlanmaktadır. Bu, politik olarak sağlam bir duruştur, yoksa soyut ve “ideolojik” değildir.
ELN, çatışmaya politik bir çıkış arayışında gönüllü olduğunu defalarca söyledi; bu gerçektir, yoksa reklama dönük laf kalabalığı değildir. Ama bu öneri, mücadeleden pişmanlık duymak ve ülke çoğunluğunun çıkarlarını savunmaktan vazgeçmek olarak yorumlanamaz. Kolombiya kurulu düzeni, Uribe’nin liderliğinde bir oyun oynamaktadır. Bu oyuna göre “barış”, verilecek kırıntılar karşılığında gerillanın pişmanlığı ve teslim olması olarak görülmektedir: Böylece hiçbir şey değişmemiş olacak ve geniş halk yığınlarının durumu daha da kötüleşecektir.
Bir barış sürecinin mümkün olması ve gelişme gösterebilmesi için, Kolombiyalıların iyiliğinin ve ulusal egemenliğin öncelik olarak belirlenmesi; ülke politikasının demokratik içerikli, toplumsal ve ulusal çıkara dayalı temellere oturması gerekir.
Uribe’ye ve oligarşisine göre ise barış, onların çıkarlarına bağlıdır. Ülkeyi yok eden yangını, isyancı hareketi ortadan kaldırarak söndürmeye çalışmaktadırlar. Görünüşte şiddeti reddetmekte ve barış palavracılığı yapmaktadırlar, ama öte yandan böylece onların anlayabilecekleri tek dilin güç olduğu da doğrulanmaktadır. Tek çözüm yolu Kolombiya’nın ihtiyacı olan değişimleri onlara güç yoluyla dayatmaktır.

HCO: Bu görüşmeler niçin Kolombiya topraklarında cereyan etmiyor?
RV: ELN, hazırlık görüşmelerinin güvenlik bakımından emin bir yerde yapılmasını taktik olarak benimsemiştir. Küba hükümeti bu konuda güvence vermiş ve diyaloglar için gerekli koşulları sağlamıştır, biz bundan çok memnunuz ve olumlu olarak görmekteyiz.
Gerçek bir barış sürecindeki görüşmeler elbette Kolombiya topraklarında gerçekleşmek zorundadır. Bu bizce kesindir.

HCO: Başkan Uribe Vélez “Dost Ülkeler Grubu”nun (Fransa, Küba, İsveç, Norveç ve İspanya) ELN ile arabulucu olmasını, görüşmelerin yeniden başlaması için arabuluculuk etmesini istedi. Bunu kabul etmezseniz ulusal ve uluslararası kamuoyu karşısında Vélez sizi köşeye sıkıştırmış olmaz mı?
RV: ELN, uluslararası katılımı barış görüşmeleri taktiğinin tamamlayıcısı olarak değerlendirmektedir, kolaylık sağlayıcı olarak görmektedir. Haksız yere baskı unsuru olarak bize karışan aracı ya da şahsiyetlerden ya da ELN adına karar verenlerden -ki bu kabul edilebilir bir şey değildir- uzak durmaktayız.
Bu bakış açısı içinde, Dost Ülkeler Grubu’nu ELN ile barış sürecine davet etmek ve görüş birliğine varmak için Pastrana hükümetiyle anlaşmak mümkündü. Onlar, bu hükümetle görüşmelerin başlangıç evresinde önemli bir görev yerine getirdiler. Grubun varlığı bir gerçektir; ama Avrupa Birliği’nin Kolombiya politikasının değişmesinde pasif kalmış oldukları da bir gerçektir. Bu nedenle Uribe, her zaman onlardan uzak durduktan sonra artık tanımıştır.
ELN, fikir ve önerileri dinlemeye ve tartışmaya her zaman hazırdır. Bu ülkelerle de, süreci kolaylaştırıcı rolleri içinde, yaptığımız şey budur.

HCO: ELN ile Kolombiya hükümetleri arasında çeşitli görüşme girişimleri oldu, buna karşın hükümet FARC’la görüşmek istemiyor, bu görüşmelerle nereye varılabilir? Belki M-19 diyaloglarının vardığı yere varılabilir; yani yönetimde bürokratik mevkiler elde edilir, bazı STK’lar kurulur ya da desteklenir ama Kolombiya halkı için toplumsal, politik ya da ekonomik bakımdan hiçbir şey değişmemiş olur. Ya da EPL’nin terhis edilmiş üyelerinin neredeyse çoğunluğu gibi paramiliter gruplara ve/veya güvenlik kuvvetlerine katılırlar. Kolombiya halkı hükümet ile ELN arasındaki bir diyalogtan ne ümit edebilir?
RV: Hükümet, Kolombiya’daki ve Orta Amerika’daki eski modellere uygun pazarlıklar düşünmekte. ELN ise ülke için gerekli olan ve uğrunda kuşaklar boyunca mücadele edilen dönüşüm ümitlerine ve gerçeklere uymayan bu modelleri bir yana bıraktı.
ELN’nin barış politikasının ekseninde ülke var; ve uçurumun kenarındaki bu ülkenin büyük sorunlarının çözümü ve yoksul çoğunluk var. Sözde bir parlamentoyla, birkaç destek, burs, ev ve aylıkla mücadeleden pişmanlığı ve halkın çıkarlarından vazgeçmeyi satın alacaklarını düşünenler yanılmaktadır. ELN’nin tavrı çok sağlamdır.
Dahası, neo-liberal model, mülksüz kitlelerin dramını şiddetlendirmiş, düzenin yozlaşması ve çokuluslu şirketlerin talanı ulusal kaynak ve zenginlikleri en son noktaya dek tüketmiştir. Kolombiyalıların %90’ı, yalnızca %10’dan ibaret olan küçük bir azınlık ceplerini doldursun diye çalışmak zorundadır; bugün 33 milyon Kolombiyalı yoksulluk içinde yaşıyor ve bunun 13 milyonu da mutlak sefalet içindedir.
Devlet ve oligarşi her gün daha da sağcılaşıyor, insanlığı felakete sürüklemiş olan eski faşist rejimlerin izinde gidiyorlar. Demokrasi, sosyal devlet ve insan haklarına saygı talep eden pek az sayıda kişi ise Uribe totalitarizminin alevleri içinde yok olmaktadır.

HCO: Siz, FARC ve ulusal/uluslararası topluluğun bir bölümü hükümeti pro-faşist ve pro-paramiliter olarak nitelendirmesine rağmen bir diyaloga girecek misiniz?
RV: ELN ulusal çoğunluğun çıkarlarıyla uyum içinde hareket etmektedir ve Kolombiyalıların istikrarlı, kalıcı bir barış ve toplumsal adaletten yararlanmaları için gereken değişimleri sürdürülebilir kılacak koşullar içinde hareket etmektedir. Bu talebimiz ise Uribe’nin yerleştirmekte olduğu savaş stratejisiyle çatışmaktadır. Durum böyleyken, bir diyalog başlatmak imkânsızdır.

HCO: Başkan Uribe Vélez son günlerde hükümetin ELN ile görüşmelerin başlaması için bütün kolaylıkları sağladığını tekrarladı. Bir görüşme başlatma yönünde sizinle birçok ortak nokta olduğunu söylüyor.
RV: Uribe kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor ve ELN’yi uzlaşmaz ve projelerinde tutarsız bir örgüt gibi göstermeye çalışıyor. Sunulan lojistik kolaylıklar başka şeydir, politik koşullar başka şey. Birinciler hakkında ELN’nin kaygısı yoktur çünkü “hazırlık görüşmeleri” evresinde zaten bunlara ihtiyaç yoktur.
Ama biz, gerçek bir barış süreci başlatmak ve geliştirmek için politik koşullara vurgu yaptık. Ve bu koşulların bugün mevcut olmadığını defalarca belirttik, hatta hükümet tersine bu durumu iyice şidddetlendirmektedir. Uribe politikası, mevcut haliyle, politik, ekonomik ve toplumsal hoşnutsuzluğu derinleştirerek çatışmayı yaygınlaştırmaktadır.
Uribe’nin ELN’ye önerisi, askerlerini terhis etme, pişmanlık ve halka verdiği sözlerden vazgeçme yönündedir. Mantık olarak, sunulan “kolaylık”ların anlamı budur, ama bunlar ELN’ye uygulanamaz.
ELN, ülke barışı için yaptığı önerinin hâlâ arkasındadır. Hepimizi etkileyen büyük sorunlara çözüm bulunmalı ve gerekli değişimler yapılmalıdır. Örtbas edilmeye çalışılan büyük farklılık buradadır. Hükümet ile ELN’nin nerede anlaştığını biz de anlayamıyoruz.

HCO: Hükümetin paramiliterlerlerle yürüttüğü görüşmeler konusunda ne düşünüyorsunuz?
RV: Bu, aslında birbirinin aynı olan güçler arasındaki görüşmelerdir: Yani tam anlamıyla “sen ben bizim oğlan” diyalogudur. Paramiliterler, zaten gringo’ların çizdiği ve Kolombiya hükümetlerinin uysalca kabul ettiği, devletin karşı devrimci “ulusal güvenlik stratejisi”nin bir aracıdır.
Yani onlar zaten birbirinin aynıdır. Her zaman diyalog halinde olmuşlar, planları koordine etmişler, stratejileri uyarlamışlar ve sivil halka karşı canice operasyonlar düzenlemişlerdir. Bugünkü görüşmeler ise paramiliter katillerin başındaki bazı şeflerin imajını temizleme yönündeki bir komedinin parçasıdır. “Görevini” tamamlamış olanları değiştiren ya da artık düzeni rahatsız eden bazı şefleri tasfiye eden bir komedi. Bir özür ya da geçmişe sünger çekme... Bu şefler uyuşturucu kaçakçılığından ya da kurbanlarının mülklerini talan ederek biriktirdikleri büyük kişisel servetlerini rahatça yiyebilsinler diye.
Diğer yandan, çok daha önemlisi, bu “görüşme”ler paramiliterlerin büyük bölümünü yasallaştırmanın ve onları dönüştürmenin, “köylü askerler” olarak topluma “yeniden katmanın” aracıdır. Ve doğal olarak, kirli savaşı sürdürmek için kendilerine gerekenleri bu “görüşme”lerin dışında bırakıyorlar.
Tüm bunlar bir gösteriden ibarettir ve bu “mono-dialoglar” bize Uribe’nin karşı devrimci politikasının hayali başarısı olarak sunuluyor.

HCO: Size göre, Başkan Uribe Vélez’in stratejisi neyi hedeflemektedir ve Latin Amerika bağlamında nereye varacaktır?
RV: Bizim Amerika’mızda neoliberalizmin krizi çok derindir, tüm ülkelerde ekonomik ve toplumsal çöküş yaşanmaktadır: Ekvator’un, Brezilya’nın, Bolivya’nın, Arjantin’in, Uruguay’ın durumu biliniyor.
Kolombiya’da da, yapılmış olan tüm “yeniden uyarlamalar”la birlikte krizin dev adımları hissedilmektedir. Bu anlamda, Uribe hükümeti, Latin Amerika’daki krizi frenlemek için Amerika Birleşik Devletleri’yle stratejik birlik içerisinde bir koçbaşı olarak hareket etmektedir. Dolayısıyla Kolombiya’nın kıtadaki krizin geri dönüşsüz bir noktada nitel sıçrama yapmasını ne pahasına olursa olsun engellemeye çalışmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri ile Kolombiya hükümetinin Kolombiya isyan hareketine diz çöktürüp boyun eğdirerek görüşme masasına oturtmak için nihai bir askeri darbe indirmeyi planladıkları açıktır.

HCO: Kısa süre önce FARC bir “alternatif hükümet” önerdi. ELN’nin bu öneri karşısındaki tavrı neydi? Buna katılmayı kabul edecek misiniz?
RV: Bu yoldaşların ülke çapında ortaya attıkları bir öneri. Her öneri gibi ülke geleceği ve gerçekçilik merceğinden analiz edilmesi gerekir.

HCO: Başkan Uribe Vélez’in, “ELN ‘iyi’ ama FARC ‘uzlaşmaz’” diyerek isyancı hareketi bölmeye çalıştığını düşünüyor musunuz?
RV: Bu, genel olarak isyanın alanlarını daraltmaya ve meşruluğunu ortadan kaldırmaya yönelik saptırıcı bir manipülasyon. Kurulu düzen, bazı gerillaları “iyi”, diğerlerini “şeytan” olarak sunuyor, bazılarını büyütüyor, diğerlerini küçültüyor. Bundan böyle bu manipülasyonla isyancı güçleri karıştırmaya, önlemeye ve bölmeye çalışacak. Bize göre hepsi birbirinin devamı.
Bu kampanyanın amacı, sivil halkın isyana karşı çıkmasını sağlamak; çatışmanın nedenlerini çarpıtmak ve isyanı salt silaha indirgeyerek kendi karşı devrimci politikalarını haklı çıkarmaktır; böylece halka karşı yürüttükleri kirli savaştaki sorumluluklarını örtbas etmek istiyorlar.

HCO: ELN’nin FARC’la yakınlaşması yalnızca ülkenin bazı bölgelerinde askeri birliktelikle mi sınırlı kalacak, yoksa “Simon Bolivar Gerilla Koordinasyonu”nun yeniden faaliyete geçmesi yakın mı?
RV: ELN açısından birlik, halk iktidarı stratejisinin temel bir öğesidir ve bu kendi stratejimizde de mevcuttur. Bunun sonucu olarak, ELN’ciler, devrimci-demokratik, ilerici kesimler ve ülkenin çıkarlarıyla uyum içindeki diğer toplumsal kesimler içinde çeşitli düzeylerde birlik süreçleri başlatmak için açık ve esnek bir tavrı sürdürmektedirler.
FARC’la çeşitli bölgelerde askeri anlaşmalar vardır, bu anlaşmaları daha büyük ölçeklere ve projelere taşımakta da hemfikiriz. Bu doğrultuda, “Simon Bolivar Gerilla Kordinasyonu”nu yeniden düşünmek iyi bir adım olur, koşullar ve olasılıklar nerede buna izin verirse orada ele alabiliriz.

HCO: Paramiliterlerin epey bir zamandır, Bolivar bölgesinin güneyi gibi ELN’nin tarihsel ve stratejik bölgelerini ele geçirmiş olmaları, askeri bakımdan ağır darbeler yendiği anlamına mı geliyor? ELN’yi ciddi olarak zayıflatan iç bölünmeler olduğu anlamına mı geliyor?
RV: Askeri istihbarat servisi ve buna yakın olan ya da onun için çalışan bazı politik çevreler, ELN’nin bölündüğü ve bölünmenin sonucu olarak da zayıfladığı haberlerini tezgahlayıp medyaya sızdırdılar. Yalanı tekrarlaya tekrarlaya sonunda kendileri de inandılar ve bunu bizim güçlerimize karşı askeri operasyon planı olarak şeflerine sundular, ama yanlış enformasyona dayandıkları için başarısızlığa uğrayacaklar. ELN’nin tarihsel bölgeleri, devlet güçlerinden destek alan ve onların konumlandırdığı paramiliter çetelerin ortaya çıkmasıyla birlikte sürekli çatışma bölgelerine dönüşmüştür.
Halka karşı yürütülen kirli savaş operasyonları için bu yalanlar, binlerce kişinin öldüğü katliamlardan, seçilmiş cinayetlerden, kayıplardan ve yüz binlerce köylünün yerinden yurdundan edilmesinden daha etkili olmuştur. Biz, kimilerinin zannettiği gibi geri çekilmedik. Paramiliter şef Carlos Castaño, Serranía de San Lucas’ta hamak kurma düşünü gerçekleştiremeyecek. Tersine, ELN, Bolivar’ın güneyinde olduğu gibi, günlük çatışmalar aracılığıyla kendini güvenceye aldı, güçlendi ve toplumsal meşruiyetini sağlamlaştırdı.

HCO: Senyor Ramiro Vargas, son bir soru. Önceki döneme göre, ELN’nin politik ve askeri olarak büyüdüğünü söyleyebilir miyiz?
RV: 2002 boyunca var olduğumuz tüm alanlarda isyan-karşıtı planlara ve saldırılara direndik ve karşı koyduk. Ordunun ve paramiliter güçlerin şiddetli saldırılarına rağmen bu alanlarda var olduğumuzu yeniden ileri sürebiliriz. Bizim açımızdan bu savaşta, kendi niteliklerini sivil halktan gizlemeye devam eden bu cinayet çetelerinin ödemesi gereken bedel ve kayıplar konuşulmalıdır. Politik ve askeri bakımdan büyümeye devam ettiğimiz, yeni alanlar kazandığımız, yeni yapıların ortaya çıktığı ve mücadelemize yeni erkek ve kadınların katıldığı açıktır.
Bu yıl, kitle çalışmamızın yeniden yapılanmasına ve yeniden örgütlenmesine devam edeceğiz. Tamamen ABD’ye dayanan isyan-karşıtı saldırılara karşı koyma yeteneğini öğrendik ve kazandık, artık eylemimizi yavaş yavaş düşman cephe gerisine yayacağız: Şehirlere!


 
 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul