Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

10. Sayı - Şubat 2003

devrim emekçileri...

Doğada kimi canlılar vardır ki, üreme işlevlerini tamamladıktan sonra can verirler. Türlerini devam ettirmek üzerine yoğunlaşmış olan evrimsel gelişimleri, onları bu noktaya getirmiştir. Sözkonusu canlı, ölümünün ardından kendi türünde, kendi genleriyle birçok yavrusunun dünyaya geleceğinin güveniyle yaşama veda eder.
Elbette ki insan, biyolojik anlamda böylesi bir canlı değildir. Ama sadece biyolojik anlamda. Hepimizin de bildiği gibi, insanın varoluşu, bundan çok daha ötede anlamları da barındırmaktadır. Toplumsal bir varlık olarak insan, bu toplumsal varoluşunun gelişim düzeylerine bağlı olarak tarihte birçok defa örneği görüldüğü üzere biyolojik varoluşundan sıyrılabilmiş, bir canlı türü olarak kendinden beklenmeyen davranışlar ortaya koyabilmiştir. Ölüm karşısındaki tutum, bunlardan en belirgin olanıdır. Doğanın genleri aracılığıyla kendisine yüklediği yaşama güdüsüne, toplumsal varoluşunun beraberinde getirdiği bilinci ile karşı durup, tam tersine davranabilen insan, doğa-insan çelişkisinin bu aşamasında güdülerinin esiri olmaktan sıyrılabilmiştir.
Ona bu davranışı gerçekleştiren toplumsal bilinç noktasının niteliği, sonrasında aynı bilinç noktasının bir genetik kod gibi çoğalabilmesinin de önünü açabilmiştir. Kızıldere’de Mahir’lerin tavrı, bunun ülkemiz açısından tipik bir örneğidir.
Ne olursa olsun, herşeye rağmen yaşamayı en üstün ilke olarak benimseyen büyük çoğunluk açısından bu bir “kahramanlık” olarak algılanabilir. Oysa dağlarda üzerlerine yağan mermilerin vızıltılarını bir kuş cıvıltısı doğallığında karşılayanlar için ölüm, Che’nin deyimiyle “pek de uzak olmayan bir ihtimal”dir sadece... Ya da daha o dağlara çıkılmadan çok önce kapatılmış bir hesap...
* * *
Serpil Polat’ın Sakarya Zindanında bedenini ateşe vermesinin üzerinden dört yıl geçti. Ve bu dört yıl boyunca Serpil binbir değişik biçimde yeniden varoldu, doğdu, yaşadı ve yaşıyor... Gün geçtikçe kökleri daha da derine inen bir ağaç gibi, her geçen gün daha güzel kokan çiçekleri, her geçen gün daha da lezzetli olan meyveleri ve her geçen gün bir başka körpecik fidanda çiçeklenen aşılarıyla büyüyor, büyüyor, büyüyor...
Hergün, yaşamın her alanında görebileceğimiz birçok işçiden biriydi Serpil de. Tıpkı onlar gibi, tek kaygısı yaşamaktı belki de. Ama o noktada kalmadı. Hem kendi emeği ile, hem de kollektif bir emek sürecinin sonunda bugünkü ölümsüzlüğüne ulaştı. Doğadaki ve toplumdaki her süreç gibi diyalektik bir gelişimdi bu. Toplam emek büyüdükçe, kollektif de büyüyor; kollektifin bileşenleri de daha fazlasını alabiliyordu. Ve sosyalizmin ilkesi gereği emeğiyle öne geçen, daha da fazlasını alıyordu. Bireyin gelişimi kollektifin gelişimi, kollektifin gelişimi de bireyin gelişimi demekti. Ve Serpil, giderken düşün dünyamıza şu notu da bıraktı: Aynı emeği, ama sadece çalışma saati olarak değil, gözlerdeki ışıltılı gülüş olarak da aynı emeği paylaşarak büyütmeye hazır herkes için bu sınırsız yoldaşlaşma duygusunun yolları açıktı. Bazen çakılan bir kibrit, bazen çekilen bir tetik, bazen yazılan bir şiir, bazen yapılan bir siyasal analiz, bazen sehpaya indirilen bir tekme, bazen oluşturulan bir örgütlülük, bazen çizilen bir afiş, söylenen bir şarkı... Mücadelenin önümüze çıkaracağı hangi biçimde olursa olsun bu toplumsallaşma düzeyinin, bu yoldaşlaşma düzeyinin somutlanacağı güzergah, yüreğimizin ve bilincimizin diyalektik sarmalında şekillenerek kök salacak yeryüzüne. Ve Serpil’den aşıladığımız dallarında en güzel meyvalarını, çiçeklerini sunacak paylaşmanın erdeminde çoğalan her bir yüreğe...
Ve bir böceği bile coşkuyla sevebilen bu yüreğin büyüttüğü o kollektif sevgi, bugün yüreğimizi ısıtıyor hala. Gözlerindeki gülüşün içinde sarhoş olabilme mutluluğunu yaşayabilmiş olmak ne güzel. O kocaman emekçi avuçlarının sıcaklığı seni ölümsüzleştiren alevlerden daha yakıcıydı sanki. Başarabiliyor muyum bilemiyorum ama senden öğrendiğim gibi kucaklayarak her yoldaşta büyütmeye çalışıyorum bu kollektif sevgiyi...

 
 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul