“ Santa Fe deki Gök Mavisi Ev” – Carmen Castillo

La Maison Blue Ciel De Santa Fe

Santa Fe deki Gök Mavisi Ev”

5 Ekim 1974’de şehit düşen MIR (Movimiento de Izquierda Revolucionaria – Devrimci Sol Hareket) önderi Miguel Enríquez’in ölümsüz anısına… (Sosyalist Barikat)”

Santiago da Ekim ayında bir gün;

On aydır Santa Fe deki gök mavisi evdeyiz. Bütün hayatımı geçirebileceğim ev ve her şeyi burada yaşadım. Evde geçirdiğim her an, her hareketim sanki son defa yapıyormuşum gibi ama bana bir mutluluk verdiğini de söylemem gerek.

Luisa ve ikinci bölgenin sorumlusu Octavio’nun yakalandığını öğreniyoruz. Luisa onlara hala kalmış olduğu evi vermedi. Chiko kaldığı evde bir aşağı bir yukarı voltada. Zaman ilerliyor saat akşamın dokuzu ve hala bir haber yok. Dolapları boşaltmanın zamanı, silah deposunu da boşaltmak gerekiyor. Saat 9.30 oldu, Luisa’nın gelmediğini Tonio’ya bildirmek gerekiyor. Silahları çantaya doldurup araba ile hemen çıkmamız gerekiyor. Akşam 11.00’den sonra araba kullanmak tehlikeli. Luisa ile Chiko arasındaki anlaşmaya göre eğer ikisinden biri akşam saat 10.00 dan sonra eve haber vermeden gelmezse yakalanmış demektir ve hemen evi terketmek gerekmektedir. Chiko silahlarla evden ayrılıp durumu Tonio ya bildirir ve araba ile onun evine doğru yola çıkarlar. Ertesi gün Chiko’nun, Luisa’nın kaçırdığı randevuları bulup ilişkileri yeniden düzenlemesi gerekiyordu. Chiko, Tonio’ya kaldığı eve geri dönmesi gerektiğini evde önemli bir kaç dokümanı unuttuğunu belirtir ve yola çıkarlar. Tonio arabada kalır…

Sabah saat 10.00 gibi Santa Fe’deki evlerinin bahçe kapısının açılıp Tonio’nun içeriye girdiğini gören Catita: Ne oldu?

-Miguel nerede? Chiko yakalandı!

-Ne zaman nerede?

Tonio nun sesi titremekteydi olayı anlatırken. Neden geri döndünüz, neden? Catita ceketiyle AK’yi getir, beline silahı yerleştirip, diğer cebine el bombasını koyarken söylenmeye devam ediyordu Miguel. Cekete sarılı AK, Catita’nın koltuğunun altında arabaya yöneldiler. Fiat 125 hareket ederken Catita eve döndü etrafı toplarken neler olabileceğini düşünüyordu.

Saat 11.00’e doğru Merisa kapıyı çaldı.

-Evet Chiko yakalanmış. Başka bir şey demeden kendini koltuğa bıraktı. Kapıda bir araba sesi gelen Miguel olmalıydı. İçeri giren Miguel, Marisaya seslendi.

-Şimdi Tonio ile gidiyorsun ve Chiko’nun dün akşam size bıraktığı çantayı alıp buraya getiriyorsun ve ikiniz bütün dökümanları inceliyorsunuz, randevularla ilgili en ufak bir ipucu var mı buluyorsunuz, kimsenin yakalanmasına izin veremeyiz.

Marisa, Tonio ile evden ayrılırlar. Şimdi evde ikimiz yalnızız.

-Bir şey içmek istermisin?

-Evet içecek bir şey… Yok gel benle.

Odaya kadar takip ettim. Bombayı gece lambasının yanına bıraktı, cekete sarılı olan AK’yide dikkatlice yere bıraktıktan sonra yatağa uzandı.

-Anlat ne oldu.

-Eve yaklaşmaya çalıştık fakat imkansızdı her tarafı çevirmişler.

Sessizlik.

-Neden döndüler o eve, neden Tonio yeterince insiyatif kullanmadı? Hemen temizlik yapıp kaçış yerini belirleyip gidebilirlerdi. Toni da iki el bombası ve AK vardı yapabilirdi.

-Nasıl olduğunu detaylı anlatsan?

-Evin kapısına kadar gidiyorlar. Tonio arabada kalıyor, araba çalışır vaziyette,Chiko bahçe kapısını açıp ilerliyor, üzerinde silahı ve birde el bombası var, sonra Tonio bağırma sesleri ve bir elde silah sesi duyuyor, gaza basıp oradan uzaklaşıyor.

-Chiko el bombasını atmış mı?

-Sanmıyorum hemen üzerine çökmüşlerdir.

Tonio ve Marisa torbalarla geri geldiler,dökümanları boşaltıp konularına göre tasnif ediyoruz,diğer bölgelerle ilişkiye geçebilecek ufak bir ipucu arıyoruz. Bir yıllık diktatörlük sonrası Hareketimiz zor bir durumda düşmandan daha hızlı hareket edip ilişkileri tekrar organize etmek gerekiyor. Miguel ve Tonio tekrar çıktılar. Amelia’yı bulmaları lazım, Luisa ve Chiko’nun kontak bağlantısı. Amelia ve Jaime bulurlar. Amelia diğer bölgelerle ilişkiyi kurabilecek bağlantılara sahip olduğunu söyler. Bir çok bölge uzun zamandır sessizliğe bürünmüş durumda. Şimdi karar alma zamanı; Amelia nın konuşmaları umut verici.

Fakat iki gün sonra hiç beklemediğimiz bir şey oldu: Amelia randevusuna gelmedi ve öğleden sonraki randevu için de bağlantı yok. Umutlarımız kısa sürdü, tansiyon gene yükseldi. Santa Fe’ye araba geliş gidişleri çoğaldı. Artık en ince noktaya kadar her şeye dikkat etmemiz gerekiyor. Miguel, Aleria’nın kaldığı evi telefonla arar, Carolina henüz bir haber olmadığını bildirir.

Bir gün öncesi:

Jaime ve Amelia, Chiko’nun evi bildiğini biliyorlar. Ara sıra gelip onlarda kalıyordu ama bir risk yoktu. Her zaman bir yakalanma durumunda nasıl davranılacağını konuşmuşlardı. Chiko yakalanmadan önce tekrar söylemişti,evi terk etmelerine gerek yoktu. Yakalanırsa kesinlikle evi vermiyecekti.

– Evi terk etmiyorum bu Chiko ya güvensizliğimi gösterir, onun yanında olduğumu ona göstermenin tek yolu evde kalmam Miguel.

Miguel, Amelia yı acaba zorlasamıydım diye düşünerek üçüncü defa Amelia’nın kaldığı evi telefonla aramaya karar verir.

-Amelia yı ver bana

Miguel zorlar ama Carolina teredüt eder,bir sessizlik..

-Alo

Sesi titremektedir, bir silah alnına diğeri de midesine dayalıdır.

-Yakalandın mı söyle bana.

-Evet, evet.

-Diren Amelia bir gün yaptıklarını ödeyecekler, dayanıklı bir kadın ol ve diren Amelia.

Öyle bir durumda ”Evet” ne kadar zordur. Oynadıkları oyuna uymadığında neler olacağını biliyoruz. Bu “Evet”in Amelia’ya nelere mal olacağını tahmin etmek zor değil.

Bir akşam üstü hangi gündeyiz bilmiyorum. Miguel henüz dönmedi. Amelia, Carolina, Jaime yakalandılar. Hava soğuk ve ben Santa Fe’deki evde tek başınayım.

Artık Santa Fe’deki gök mavisi boyalı evimizden ayrılmak zorunlu hale geldi. Uzun zamandır aynı yerdeyiz. Polis beklemedigimiz bilgiler elde etmiş olabilir. Sürekli aynı yolları kullanmak, arabamızın rengi benim hamile oluşum ve ek olarak siysi polis (DINA) baskısını giderek arttırıyor, çemberin daraldığını hissediyoruz. Ama sen ülkeyi terk etmeyeceğini anlatıyorsun:

-İllegalitede kalacağız, örgütün gücünü ve direnme gücümüzü yükseltmeliyiz.

Yapılan iç tartışmalar sonucu bütün ilişkilerini askıya almanı sadece Santiago’da fazla sıklıkla olmamak üzere örgütsel bağının sürmesine karar veriliyordu. Ben yeni bir ev aramaya başlamıştım, Santiago dan pek uzak olmayan yeterince dikkat çekmeyecek bir yer. Santigo‘ nun güney-batısında güzel bir çiftlik evi bulmuştum ve ertesi gün sana gösterecektim.

Bir kaç gün sonra yurt dışından elimize bir koli ulaşmıştı. Valizin ortasındaki ek cepte yurt dışından gelen para vardı. Belirli aralıklarla ihtiyaçlar için para yolluyorlardı ve bu örgüt içinde dağıtılıyordu. Bize düşen paydan ziyaret ettiğim evi alabilirdik ancak böyle bir durumda parayı ev için harcamaya karşı çıkıyordun. Radolf ve Andres sana karşı çıkıyorlardı ama sen daha ucuz bir yer bulabileceğimizi söylüyordun.

Sayfayı artık çevirmenin zamanı gelmişti Santa Fe den ayrılmak gerekiyordu Tonio gerekli olan parayı getirmişti ve tarih, 3 Ekim 1974.

Günlerden Perşembe, Miguel’in haftalık randevularını sağlayan Sonia ile her Perşembe öğlen olduğu gibi randevumuz var. Unicop isimli markette ağır adımlarla yürüyorum. Sonia hiç bir randevusuna geç kalmaz. Demek ki önemli bir şey gelmesini engelledi. Kendisine üniversiteden ayrılmasını ve tamamen bağlantı dışı kalması söylenmişti. Akşam üstü saat beşte ikinci bir randevumuz var. Saat beş mağazanın önündeki gazeteciden bir dergi alıp içeriye giriyorum, beşi on geçe çıkıyorum, beşi yirmi geçe çiçek satan çocuktan çiçek alıyorum DINA nın siyah giyinmiş işkencecileri ortada yoklar. Saat altıya çeyrek kala eve dönüyorum Sonia gelmedi. Son şansımız yarınki randevu, öğlen de Grecia caddesindeki otobüs durağı, yüzme havuzu Mund’a yakın bir yer.

Sonia eski militanlardan kimse kaldığı yeri bilmiyor o zaman nasıl? Kim? nerede?

Cuma 4 Ekim, Tonio saat sabah on da bizde. Son durumlar hakkında konuşuyorlar. Ben Sonia yı düşünüyorum. Onbirde evden ayrılıyorum Gran Avenida caddesine kadar yürüyorum, ordan otobüs alıp Alameda da inip bir taksiye biniyorum. Eski bir Ford siyah renkli kırklı yıllardan, şöföre Mund’a diyorum,yüzme havuzuna yakın bir yerde iniyorum, Sonia otobüs durağında.

Öğleden sonra saat dort gibi tanımadığım bir araba evin önünde durdu perde aralığından bakıyorum,Miguel ve Tonio.

-Ucuz kurtulduk.

-Bize içecek bir şeyler ver lütfen

-Bir şeyler yediniz mi?

-Yumurtalı jambon yerim.

Öğlen saati Miguel ve Tonio arabada Gracia caddesinden Cordillera ya doğru ilerlerler, otobüs durağına vardıklarında araba yavaşlar. Sonia ordadır etrafta şüphelenilecek bir şey yoktur. Araba yoluna devam ederek Ulusal Stadın oradan dönüş yaparak tekrar aynı caddeye ulaşırlar, her şey normal gözüküyor orta şeritten ilerleyerek ikinci defa randevu yerine ulaşırlar Tonio kornaya basar, Miguel kafa işareti ile Sonia ya gelmesini söyler. Sonia, Migueli görür ve büyük bir şaşkınlık yaşar. Kafasını sağa sola çevirerek bir şeyler anlatmak ister ve aynı anda Sonia’nın arkasındaki kişi silahını çekip ateş etmeye başlar. Yüzme havuzu Mund’un yan sokağından bir kamyon hızla sokağa dalar. Miguel 38 kalibre silahını çekip ateş etmeye başlar. Tonio tam gaza basmıştır Fiat tüm hızı ile kuzeye doğru yönelir. Çıkan çatışmada araba delik deşik olmuştur. Gizli bir garaja arabayı park edip, başka bir arabaya el koyup eve dönmüşlerdir.

Pinoche’nin gestapo ajanları DINA, randevuya hamile bir kadın beklerken MIR’in iki silahlı adamı ile karşılaşmışlardır.

Cuma akşamı Miguel, Cono Molina ile beraber geldiler. Yemek hazırlıyoruz, mutfakla oda arasında gidip gelirken konuşmalara kulak misafiri oluyorum. Televizyonda filim seyrediyoruz ve geç saatlerde yatıyoruz. Cumartesi 5 Ekim sabahı erkenden kalkıyoruz. Bu günü olduğu gibi hatırlıyorum.

Sabah kalkıyoruz, Miguel çıkıyor. Randevuları organize edip bütün yoldaşların sağlam olduğundan emin olmamız gerekiyor. Çıkmadan randevulaşıyoruz, akşam saat beşte evde buluşmak üzere kafası ile onaylıyor:

-İyi şanslar Catita.

Öğleden sonra saat bir, yeni ev aramadan dönüyorum Santa Fe caddesindeki gökyüzü mavisi boyalı evimize. Eve arka kapıdan giriyorum, Miguel evde.

-Gidiyoruz, evin etrafında arabalar dolaşıyor

-Ben hazırım

Tonio camdan dışarıyı kontrol ediyor

-Gene geçiyorlar

Kapı çarpma sesi biri bahçede bağırarak koşuyor

-Buradalar

Turlayan araba sokağın başında duruyor. Miguel kalkıp AK’yi alıp mermiyi namluya sürüyor, mekanik sesler ve birden namludan fırlıyan mermiler.

-Burda kal ve pencereden ateş et.

Odadan çıkıyor, seri halde ateş sesleri düşmanlarımız burada dışarıdalar, mermiler yakınıma düşüyor. Akrep silahını alıp pencereye yanaşıyorum ateşe başlıyorum camlar paramparça oluyor.Sessizlik, dışarısıda sesiz, koridora yöneliyorum. Miguel çıkıyoruz diyor, kızlarımızın oda kapısını açıyor. İçeriden içi döküman dolu torbayı alıyor, takip ediyorum hızlı yürüyor, gözleri boş yatakta.

CUMARTESİNDEN CUMARTESİYE

21 Eylül cumartesinden 5 Ekim cumartesiye kadar geçen süreyi şimdi daha iyi anlıyorum. 21 Eylül 1974 Luisa nın yakalandığı gün her şeyin başladığı an. Pariste karşılaştığımız Amelia anlattı. Günlerden 8 Mayıs 1979 Amelia serbest kalır kalmaz, onyedi sayfalık bir mektup yazıp arkadaşına yolluyor. Mektuptan, Havanaya uçmadan önce Jaime beni haberdar ediyor. Mektubun peşine düşüyoruz

21 Eylül-5 Ekim 1974 arası aynı ilişkilerden 21 arkadaşımız yakalanıyor ve bunlardan sadece üçü yaşıyor. Amelia, Jaime, Sonia diğerleri Carolina, Octavio, Celia ve Chico onlar ölü değil, kayıplar nerede olduklarını bilmiyoruz, bir toplama kampında olabilirler. Kayıp tutsaklar ölü olamaz yoksa niye onları bulmak için çabalayalım? Aileleri, eşleri neden Şili’nin bu despotlarına karşı direnip cevap istesinler. Chiko, hiç bir ölüm listesinde adı geçmedi, ölüsünü de göstermediler.

La Negra 21 Eylül 1974 te yakalandı, peşinden Amelia ve Luisa.

O sabah Luisa, Octavio ile buluşmak üzere hızlı adımlarla ilerlerken içinde üç DINA ajanının bulunduğu araba yanında durur. İçinde ayrıca Flaca Alejandra ”Zayıf”vardır ve bölgeyi kontrol ediyorlardır. Luisa yı gören Flaka “o luisa yürüyüşünden tanıdım”der.

22 Eylül 1974 günlerden Pazar sabah saat on da Vasko de Gama’daki eve Chico telefon eder ve Luisa nın yakalandığını bildirir eve gelmeden önce küçük bir işinin olduğunu söyler ve telefonu kapatır. Chico’nun telefon ettiği evde iki aydır kalmaktadırlar. Üç ayrı bölgenin sorumlusu Amelia, Jaime ve Carolina. Daralan çember onları buraya sürüklemişti. On aylık bir sürede en az onbeş defa ev degiştirmişlerdi. Üstelik birde ufak kız çocuğu ile birlikte Amelia’nın bir çocuğu olmuştu.

Pazar günü hiç bir randevuları yoktu. Dışarı çıkarlar dönüşte Carolina’yı evde bulurlar.

-Chiko yakalandı

-Nerden öğrendin?

-Tonio telefon etti. Bu sabah Negranın evinden geçmişler. Chiko randevuya gelmediği için merak etmiş. Tonio dışarıda arabada imiş bir el silah sesi ve Chiko’nun sesini duymuş gaza basıp ayrılmış.

-Nasıl olur az önce bize telefon etti.

-Amelia, ayrıca Tonio dediki, Miguel bir saat sonra senle buluşmak istiyormuş. Adres bu, bölgenin yeniden düzenlenmesi için önemli demiş.

Amelia, Miguel ile buluşur darbeden sonra ilk görüşmeleridir biraz ihtiyarlamış görür ama kavgadan bir şey eksilmediğini, problemlere anında müdahale edişinden bir şey kaybetmediğini anlar. Önce acil olanlar; hangi randevuyu kurtarabiliriz? Elimizde kesin olarak ne var? Genel durum değerlendirmesi; Amelia’nın iletişim bağlarını elinde tuttuğunu tespit ederler. Bütün bu konuşmalar Tonio nun kullandığı Fiat 125 in içinde gerçekleşir.

Miguel: Amelia dikkat et yakalanma. Diğer arkadaşlarla bağlantı içinde kal, randevu dışında özel bir şey için hiç birine gitme. Sadece Pollia,merkez güç gurubunu yönetiyor, sen zorlanınca sana yardıma gelecektir. Amy dikkat et kendine, yakalanma lüksümüz yok. Son olarak La Negrita’nın hangi evleri bildiğini biliyormusun? Uyarmak lazım insanları.

Tonio: Kaldığınız evden ayrılmanız gerekir.

Amelia: Nereye gidelim? Öyle bir ev imkanımız yok, hemde hiç yok.

Miguel: Düşün bir saat içinde duruma tekrar bakarız.

Bir saat sonra bu sefer Fiat 125 in içinde beş kişidirler. Jaime ve Cono Molina da guruba dahil olmuşlardır. Yeniden organize edilmesi gereken randevular çoğalmaktadır.

Miguel: Dokümanları gözden geçirin sınıflandırın ama başka bir evde yapın. Bu randevuları düzenlemek için son şansımız.

Tonio: O evi terketmeniz lazım

Amelia:Kalacağız.

Jaime: Neden ve nereye gidelim?

Amelia: Biz ikimiz bir arkadaşımıza gidebiliriz ama Carolina’yı o evde yalnız bırakamayız.

Jaime: Risk yok Chiko ya güveniyoruz.

Amelia: Bize bir çok kere kaldığı evi vermeyeceğini söyledi, ona güveniyoruz.

Miguel kararsız dinliyor; size ayrılın diye baskı yapamam, Chiko’nun dayanacağını düşünüyorum, bizde evimizden ayrılmayacağız. Siz yakalanırsanız büyük bir darbe yeriz hemen yeni bir ev bulmak lazım, yarın öğlen buluşuruz.

23 Eylül yeni başlamıştı saat gece yarısı bir, Amelia birinci katta Carolina ile konuşuyor dökümanlar yatağın başucunda. Kapı zili her kes buz kesti bu satte kim gelebilir, sokağa çıkma yasağı çoktan başlamış durumda. Jaime camdan dışarıya seslenir.

-Kim o?

-Asker.

Kalpler hızla çarpmaya başlar, Amelia dökümanları tuvalete atarken, Jaime e seslenir: Işıkları söndür. Tuvalet tıkanır alt kata yönelir yanan sobaya dökümanları doldurup kapağını kapatır, eli yanmıştır. Dışarıdakiler bağırıp ateş etmeye başlarlar, kapıyı kırıp içeri doluşmuşlardır. Amelia o kargaşada iri kocaman bir adamın kendine doğru geldiğini görür. Evet o işkenceci Osvoldo Romo’dur; Guaton Romo “Şişko”. Üçünü birden bahçeye taşıyıp yanyana yatırırlar.

Amelia: Hasta aqui llegamos (Buraya kadarmış).

Amelia, Carolina’nın yanındaydı. Şimdi uzandı ellerini tuttu ve sıkısıkıya sardı. Carolina hiç bir şey söylememişti işkencecilere. Evde yakalanan dökümanlardan örgütsel konumu ortadaydı. O sadece zaman kazanmak istiyordu.Amelia şimdi Jaime in çığlıklarını duyuyordu. Luisa elini sıktı ve “ona güven Amy, Jaime direnecektir.”

Onları tekrar eve getirmişlerdi. Carolina sesizce Amelia’ya ”Miguel ve Tonio telefonla aradılar, sanıyorum yakalandığımızı anladılar”.

Amelia’yı telefonun yanına oturtmuşlardı. Evin içerisi polis kaynıyordu, her an biri gelebilir diye hazır bekliyorlardı. Amelia bütün içtenliği ile telefonun çalmamasını istiyordu ve birden telefonun sesi sessizliği bozdu. Telefonu Carolina açmıştı hiç bir şey demeden telefonu Amelia’ya geçti.

Tonio: Amy nasılsın her şey yolunda mı?

Amelia: Öyle diyebiliriz.

Tonio ısrar ederek: Ama her şey yolunda değil mi?

Sessizlik.

Miguel telefonu Tonio dan alarak: Amy yakalandığınızı biliyoruz bana söyliyebilirsin.

Amelia:Evet Evet

Miguel: Diren Amy sana güveniyoruz onlara diyebilirsin ki ”esos chuchas de su madre que no le saquen la cresta a las mujeres,que ne jean maricones” kadınlara işkence ettikleri için onlar aşağılık insanlardır.

Günlerden Çarşamba saat sabahın altısı olmalı tuvalet saati, saat dokuza kadar sessizlik ve birden Chico ya yapılan işkencenin sesleri Amelia’nın hücresinin kapısı açılır. İşkencecilerden biridir. Amelia’yı saçlarından sürükleyerek işkence odasına götürüp bağırmaya başlar.

-Aç gözlerini ve Chiko ya bak, sana da neler olacağını anla, senin yüzünden bu halde.

Chico çırılçıplak bir şekilde kollarından demir bir çubuğa asılı idi. Amelia’nın sesi ve göz yaşları kurumuştu, öylece baktı. Chiko’ya söyleyecek bir şeyi yoktu, getirdikleri gibi saçlarından sürükleyerek dşarı attılar. Chico biliyordu derinliklerinde öleceğini hissediyordu. İşkencecilere ölmeden önce göstermek istiyordu onu teslim alamayacaklardı. Onlara bağırıp çağırıyordu :BENİ ELE GEÇİREMEYECEKSİNİZ.

DINA zaman kazanıyordu elde ettiği bilgilerle bir arabanın rengini, diğerinin gerçek adını, randevu yerlerini deşifre ediyordu yavaş yavaş. MIR’in etrafındaki çember daralıyordu. Amelia artık Ekim ayının hangi günü olduğunu hatırlamıyordu. Beş kez üstüste işkence odasına alınmıştı, Miguel nerede kalıyordu? Roberto kimdi? Chico ve Tonio neden eve geri dönmüşlerdi?

Günlerden 5 Ekim Cumartesi öğlen saatlerine yakın bir zaman, işkencehanede zamanı tam olarak bilmen imkansız. Gece oldukça soğuktu, tuvalete çıkış saatini geçmiştik. Her zamanki araba seslerini duyuyorduk yeni getirilenler… Yani her şey normal görünüyordu,birden kapılar çarpmaya, işkenceciler oradan oraya koşmaya başladılar. Kaldığımız hücrenin kapısına doluştular, ayaklarımızı zincirlemeye başladılar, heyecanlı oldukları belli oluyordu. Ne oluyordu acaba? İçlerinden biri bağırarak konuşmaya başladı: Bu sefer Miguelin kaldığı evi bulduk, bu sefer onu yakalayacağız.

Telsizden sesleri duyuyorduk DINA yardım istiyordu. Miguel direniyordu, çatışma başlamıştı. Amelia hemen yanında duran Carolina’nın elini sıktı, o da yanındakinin. Sımsıkı birbirlerine kenetlenmişlerdi, işkenceciler silahları ile hücrenin önüne doluştular: Santa Fe deki çatışmada ölecek her arkadaşımız için sizden iki kişiyi öldüreceğiz.

O bizleri tehdit ederken biz hayalimizde olayı canlandırmaya çalışıyorduk. Miguel direniyordu, DINA’dan ölü ve yaralılar vardı, kaçmalıydı, kurtulmalıydı Miguel ölmemeliydi. Ve sonunda bağırmaya başladılar ”Tamam öldürdük, MIR bitti”. Amelia’nın dudaklarından yavaş yavaş Enternasyonal marşı dökülmeye başladı, şimdi herkes yüksek sesle söylüyordu, Miguel ölümsüzdü.

SANTA FE

Salondaki tahta döşeme kan gölüne dönüşmüştü. Hemen girişte Miguel’in çalışma masası vardı. Camlı kapının yanından Miguel’in peşinden garaja yönelmişlerdi, çatışmanın başlamasından on beş dakika sonra olmalıydı. Sadece bir yanma hissetmişti, sağ kolunu kontrol edemiyordu, kan sızıyordu ve başı dönmeye başlamıştı Cono Molina’yı gördü. Bahçeden caddeye açılan odaya geçiyordu durup bir şeyler söyledi, anlayamadan yere yığıldı. Yavaşça kendini kaybediyordu, kımıldamadan gözlerini araladı Migueli görüyordu, onunda yanağından aşağıya kan süzülüyordu. Onun yanına doğru ulaşmaktan başka hiç bir şey istemiyordu. Aralarında sadece camlı kapı vardı, bir vücutluk mesafe onları birbirinden ayırıyordu, kalkmak için sol kolunun üzerine yüklendi tekrar yere düştü.

Miguel çatışmaya devam ediyordu ateş ediyor duruyor tekrar bakıp tekrar tetiğe basıyordu geri adım atmıyor direniyordu.

Yavaşça uyuklama haline geçiyordu, hiç bir şeyden pişman değildi, söylenmesi ve yaşanması gereken her şey yaşanmıştı aralarında; ölümün ne zaman ve nasıl geleceğini hiç düşünmeden, nasıl olsa bir gün o güne varacaklardı. Miguel’in yanına ne zaman geldiğini hatırlamıyordu üzerine kapaklanmıştı ve onu dolabın arkasına doğru çekmeye çalışıyordu. Ortada kalmamalıydı her taraftan kurşun yağıyordu onun ellerinin arasındaydı silahı neredeydi acaba dizlerinin üzerine mi koymuştu? Bana sarılmış konuşuyordu:

-Catita uyan Catita.

Santa Fe deki gök mavisi evimize büyük bir sesizlik çökmüştü, kimse yoktu, yalnız olduğumu düşünüyordum, metalik ağır bir koku sarmıştı evi birden kırılan kapının sesi ve koşuşan ayakları görüyordu, siyah renkli ayakları, adamlardan biri saçlarından yapışıp başını arka tarafa doğru atmıştı suratını yumrukluyordu, üç dişi birden kırılmıştı.

-Sen misin Ximena,Hija de puta (orospu çocuğu)

Başka bir ses

-Yaralı ve hamile ambulans çağırın

Siyah ayakkabılı silahlı adamlar koşturuyordu etrafında uzakta bir noktada komşularını gördü bağırıyordu: Bir ölü var burada.

Askeri hastahane Los Leones le Providencia caddesinin birleştiği noktadaydı. Siyah ayaklıların yanında beyaz elbiseli insanlarda görüyordu ve hemen arkalarında iki kişi askeri elbiseli ona doğru konuşuyorlardı:

-Sensin, seni Ximena diyemi çağırıyorlardı

-Miguel nerede?

-Kaçtı iyidir herhalde,kurtuldu

Alaycı bir gülüş yüzünde.

-Öldü.

Hatırlıyorum Miguel bağırıyordu : ”Ateşi kesin, içeride yaralı hamile bir kadın var”. Duvarın üzerinden atlıyordu, silahı elinde kurşun yağmuruna aynı şekilde karşılık veriyordu. Sonra olduğu yere yığıldı.

-Yaralı mı?

_Göhsü kurşun dolu yüzü mermiden parçalanmış durumda tanımak için parmak izinin alınması gerek.Neden hala bu evde kalıyordunuz?Kaç kişiydiniz içeride?

-En az yirmi kişi olmalı, çatışma tam iki saat sürdü nereye sakladnız silahları, diğerlerinin saklandığı ev nerede?

Catita susuyordu, çatışmanın başlamasından onbeş dakika sonra attıkları el bombaları ile Miguel’i yaraladıklarını bilmiyorlardı. Tam iki saat boyunca AK’si ile onlarla tek başına çatıştığını öğrenemeyeceklerdi. Onlara asla Miguel ile konuştuğunu, ona sarıldığını onlara söylemeyecekti. Bunu hiç bir zaman öğrenemeyeceklerdi, bu Miguel ile ikisinin arasındaydı.

– Nasıl buldunuz bizi?

– İzler; senin hamileliğin, sistematik bölge taraması, takside unutulan bir torba, senin resmin…

-Chico nerede?

-Öleli bir kaç gün oluyor.

-Öldürdünüz.

-Luisa nasıl?

– Miguel için üzgün, tabi ki konuşmazsan seni de nelerin beklediğini tahmin edebilirsin. Dışarıdaki herkes seni öldü biliyor, şimdi seni dinliyoruz.

– Size söyleyecek bir şeyim yok, bizi yakaladınız o kadar, hiç bir şey bilmiyorum.

– Sen bilirsin sonunda konuşacaksın nasılsa. Andres Pascal nerede kalıyor? Mary Ann nasıl? Kübalıların gönderdiği silahlar nerede?

– Chico yu öldürdünüz

– Kim söylüyor o yalan iyi

– Yalan söylüyorsunuz başka bir subay öldüğünü söyledi.

– Miguel nerede şimdi?

– Babasının evinde cenazesi.

– Bırakın gidip göreyim.

– Pascalın kaldığı yeri söyle götürelim.

– Hiç bir şey bilmiyorum.

Çok sonradan öğrenecektim ki MIR ile ilgilenen gurubun başındaki isim Miguel Martchenko idi. DINA’nın içindeki ölüm mangalarının başındaki isimdi. 1974-1975 yılları arasında ki bütün operasyonları yönetiyordu. Halcon 1 ve Halcon 2 gurubununda başındaydı. Santa Fe’deki gök mavili renkli eve düzenlenen operasyonu yönetiyordu ve bütün işkencelerin başındaydı. Yaptığı konuşmalar hep aynı idi; kan dökülsün istemiyordu. Eğer Andres ile Marry Ann ın yakalanmasına yardım ederse o da onun hayatını kurtaracaktı.

Bir sabah gülümseyerek odaya girdi,

-Bak Andres’in yazdığı bir mektup, diğer merkez komite üyelerine yazmış. MIR’in liderliğini üstlendiğini belirtiyor.

Altıncı gün oldu hala hastahanedeyim, mektubu bana okuması moralimi düzeltti. Dışarıda kavganın devam ettiğini Andres ve Marry Ann yakalanmadıklarını ögrenmiş bulunuyordum. Tonio ise İtalyan Konsolosluğuna sığınmıştı ve durumu iyi idi.

28 Ekim 1974 saat sekize doğru doktor odama girdi; ”Pansumanları değiştirelim iyileştin sayılır,zaten bugün gidiyorsun”. Arkadaşlarımı göreceğim için seviniyorum acaba hangi hapishane?

Albay kaldığım odaya giriyor.

-Gidiyorsun

-Nereye?

-Bilmiyorum elbiselerin varmı?

-Evde

-Getirin torbaları

-Hamileyim ben bunlar bana olmaz evdeki eşyalarımı alalım

-Aptal ev mi kaldı, çatışmada yıkıldı evin, giy şunları, hazırsan gidiyoruz.

– Nereye?

– Yurtdışına, Pinochet seni yurt dışına sürdü. Eğer bize kalsa özgürlük yüzü göremezdin.

Evet serbest kalıyordum ama neden? Miguel ölmüştü ben hamileydim ve yaşıyordum. Ailem Şili’de tanınıyor ve seviliyordu, kilise devreye girmişti. Diğer ülkelerde dayanışma gösterileri yapılıyordu.

Hastahaneden Pudahuel havaalanına varmak için şehri baştan başa geçmek gerekiyordu, Mapocho nehrinin kenarından Costanera caddesi boyunca ilerleyip Alamedaya ulaşılıyordu. Santiago da mevsim ilkbahardı ve güzeldi.

Albay: İyi bak son defa görüyorsun bu şehri.

Miguel Martchenko: Şansını iyi kullan, iyi anne ol kızınla ilgilen hayatını kur ve diğer kadınlar gibi ol.

Albay: Yurt dışında sakin ol, yalan haberler yayma işkence varmış gibi, benden sana uyarı oralarda kaldığın yerden devam edersen, gene buluruz bunu unutma.

Martchenko: Şili’ye geri dönmeyi düşünme. Bu şansa bir daha sahip olamazsın, burda seni bekliyor olacağız, işkence görmediğinide unutma.

Miguel ölmüştü,Catita yoktu artık,Ximena kaybolmuştu.5 Ekim 1974 te bir Cumartesi günü Miguel in yanıbaşında Catita da ölmüştü.

Yazar: Carmen Castillo

Çeviri:Kenan Büyük