“İŞ CİNAYETLERİ KADERSE PATRONLAR ÖLSÜN!” – EÖC

İŞ CİNAYETLERİ KADERSE PATRONLAR ÖLSÜN!

Amasra’da yaşanan grizu patlamasında 41 kardeşimiz yaşamını yitirdi. Her şeyden önce hayatını kaybeden kardeşlerimizin ailelerinin acısını paylaşıyor, öfkelerini yüreğimizde taşıyoruz. Maden ocaklarında yaşanan işçi katliamları unutmamıza fırsat vermeyecek kadar sık yaşanıyor. Sadece 2004 yılından bu yana onlarca maden kazası yaşandı ve yüzlerce işçi hayatını kaybetti. Devletin doğrudan işveren konumunda olduğu veya denetim sorumluluğun ağır ihmali nedeniyle yaşanan her katliamdan sonra kader vurgusu öne çıkarıldı. Ölen işçiler şehit ilan edilip, cenazeleri bayrağa sarılarak kaldırıldı. İşçileri şehit değil, insan olarak dahi görmediklerini, bayakla esas olarak kendi suçlarını örttüklerini biliyoruz. Bu, siyasi sorumluluğa yapılan bir vurgu değil, somut olarak cinayet şüphelisi olan kamu görevlilerinin nasıl korunup kolandıklarından öğrenmiş olduğumuz gerçeklerdir.

2013 yılında Zonguldak Kozlu’da yaşanan maden katliamında 8 işçi yaşamını yitirdi, o dönem Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müeessese Müdürü olan Kazım Eroğlu yargılandı ve para cezasıyla “ödüllendirildi.” Bununla da kalınmadı; aynı şahs 8 madencinin ölümü nedeniyle yargılanırken terfi ettirilerek TTK Genel Müdürü yapıldı. 301 madencinin katledildiği Soma yargılamalarında sanıklara Taksir ve Bilinçli Taksirden düşük ceza verilmesini hukuka aykırı bulan ve tüm sanıkların olası kastla 301 kişiyi öldürmekten yargılanması gerektiğine hükmeden Yargıtay dairesinin 3 üyesi derhal görevden alındı ve yerlerine atanan üyelerle Yargıtay kararı değiştirildi. Bugün, katliama kader diyenler, cenaze başında dua okuyan bakanlar katillerin terfi kararlarında da imzası olanlardır.

Madenciler aileleri için, ekmek için, sadece nefes alıp yaşayabilmek için girdikleri maden ocaklarında gözünü kar hırsı bürümüş patronların ve onların resmi işlerini gören kamu görevlilerinin uyarılara rağmen almadıkları tedbirler nedeniyle yaşamlarını yitirdiler. Amasra madeni için hazırlanmış 2019 tarihli Sayıştay raporu grizu patlaması yaşanabileceği yönünde uyarılarda bulunurken önlem almayan bakanların ve diğer yetkililerin sahte üzüntüleri kimseyi ikna edemeyecektir. Patronlar ve kişisel zenginliği tek amaç edinmiş kapitalist bürokratlar, bakanlar ve bir bütün olarak AKP – MHP iktidarı bu katliamın hukuken ve siyaseten sorumlusudur.

İşçilerin, emekçilerin iş cinayetlerinde, katliamlarında her katledilişinde kader” söylemine başvuran patronlara ve onların hükümetlerine diyoruz ki; iş cinayetlerinde patronları pas geçen, unutan bir kaderi kabul etmiyoruz. İş cinayetlerinde ölmek sadece işçilerin kaderi olamaz. Kaderse artık patronlar da bu kaderden nasiplensin. Kaderse artık patronlar ve onların siyasi sözcüleri ölsün.

Tüm işçi ve emekçiler olarak, bu bilinç ve kararlılıkla bu yağma, yolsuzluk, sömürü ve ölüm düzenine, kapitalist düzene karşı birlik olalım ve mücadeleyi büyütelim.İşçi, emekçi halkın katillerinden hesap sorana, bu sömürü ve yağma düzenini yıkıp, özgürlük ve komün toplumunu kurana dek mücadelemiz sürecek.

16 Ekim 2022

EMEK VE ÖZGÜRLÜK CEPHESİ